Wednesday, June 30, 2010

Under Construction/Yapım Aşamasında by Reysi KAMHİ @ PG Art Gallery


Benim de çok yakın arkadaşım olan, işlerini ve çalışmalarını zevkle ve merakla takip ettiğim genç sanatçı Reysi Kamhi, PG Art Gallery’de ilk kişisel sergisini açtı – Under Construction/ Yapım Aşamasında. Sanatçı bu sergide hepimizi fazlasıyla ilgilendiren bir konuya değiniyor, sosyal medya ağlarının soyutlaştırdığı hayatımızı cisimleştirerek gözler önüne seriyor. Sergiyi pazartesi hariç her gün 11:00 – 19:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.

Her ne kadar Reysi’yle defalarca sergi hakkında konuşmuş olsak da, buraya onun anlattıklarından çok kendi algılamamı katarak yazmak istiyorum.

Facebook, twitter, friends feed, google, digg, blog… Sayıları gittikçe artan bu sosyal medya ağları üzerindeki kontrolümüzün boyutu ne? Yoksa daha çok onlar mı bizi kontrol ediyor? Internet üzerinden kendinize bir dünya yaratıyorsunuz. Hiç bu dünyayı daha iyi algılamanız için, bu dünyayı daha etkili/kontrollü kullanabilmeniz için, kendinizin o dünyadaki duruşunu görebilmeniz için uzaktan bu sanal dünyanıza bakmayı başarabildiniz mi? İşte under construction biraz da bu aşamada devreye giriyor.







Öncelikle serginin adı neden Under Construction ona değinmek istiyorum. Reysi, serginin kavramını o kadar iyi kurgulamış ki, sanal dünyanızı yaptığı blog, twitter, facebook, pornografi resimleriyle gözler önüne bir anda sermiyor. Bazı internet sitelerinde karşılaştığımız under construction/yapım aşamasında yazısını gördüğümüzde hemen başka bir sayfaya yöneliriz. Reysi bize “yapım aşamasında” ne demek “yapım aşamasındayken” neler oluyor, ne gibi çalışmalar yapılıyor bunu gösteriyor. Yani görsellikle deneyimlediğimiz sanal dünyada sadece deneyimlerimizi cisimleştirmiyor, deneyimlerimizin de ötesini bize gösteriyor. Sergi yapım aşamasında olduğu için henüz bitmiş halini göremiyoruz. Bu yüzden bir kere ziyaret etmemiz yetmiyor, süreci görmek açısından birkaç kere gitmek lazım.








Sergi, çalışmaların bulunduğu 2 bölümden oluşuyor gibi gözükse de bütününe bakıldığında 3 bölümden oluşuyor. İlk girdiğinizde karşılaştığınız bölümde pornografi resimleri var. Bir anda, porno siteleri aracılığıyla cinselliği dahi görsellik üzerinden yaşamak gerçeğiyle karşılaşıyorsunuz. Diğer bölümde facebook, twitter resimleri sergileniyor. 3. bölümde ise yapım aşamasında olan serginin sürecini izliyorsunuz. Bu bölümde reysi hem internette facebook, twitter gibi sitelerde geziniyor, twitter üzerinden sergide olan biteni yazıyor, bir yandan da sergilemek üzere çalışmalarını gerçekleştiriyor.




Sergi aynı zamanda internet dünyasının da en büyük özelliği olan interaktif bir özelliğe sahip. Twitter üzerinden pg_reysikamhi kimliğindeki sergiyi takip edebiliyorsunuz, cevap yazarak tartışmaya girebiliyorsunuz. Aynı zamanda Reysi, ziyaretçilerle tek tek iletişime geçerek, onlara internet deneyimleriyle ilgili sorular sorarak, onlarla sergi hakkında konuşarak birlikte yeni fikirler üretebiliyor, böylece onları serginin yapım aşamasına dahil ediyor, hatta onların internet/twitter sayfasının resmini yapabiliyor.

Sergiyi gezerken çok keyif alacağınızın garantisini veriyorum. Serginin sürecini görebilmek için sık sık gitmeyi düşündüğümden hafta arası 18.00’da orada olmanız durumunda karşılaşmamız çok büyük bir ihtimal.

“Siber alem aracılığıyla okuma biçimimiz değişmekte. Bu imaj ve enformasyon cennetinde cinselliğimizi dahi görsellik üzerinden yaşamakta, kendimizi dünyanın elle tutulabilir gerçekliğinden uzaklaştırmaktayız. Bu sergi İnternet kültürünün beraberinde getirdiği cisimsizleşme ve yalnızca görsellik üzerinden kurulan bağı deneyime açma ve cisimleştirme çabasıdır.”

Friday, June 18, 2010

"Bu Siteye Erişim Engellenmiştir"




Youtube’e erişim engellenmesinin bir tarihçesi var. İlk zamanlar hepimiz bunun geçici bir süre olduğunu düşündük. Acaba ne zaman engel kalkacak diye beklerken, kapandı açıldı, kapandı bir daha da açılmadı ve erişime engelli sitelerin sayısı gittikçe arttı. Youtube’e ilk yasağın gelmesi 2 seneden fazla oluyor, Google’la ilgili her gün farklı bir yorum yapılıyor, peki biz bu yasaklar hakkında ne kadar bilinçliyiz?

Youtube’e erişimin yasaklanması bu siteye verilen bir ceza değil, Türk halkına verilen bir cezadır. Yasak kararının verilmesinin en büyük göstergesi de, Türkiye’ye, Atatürk’e ve Türk halkına sahip çıkılmadığı ülkemizde, bu yasaklarla sözüm ona bir şeylerin kanıtlanmaya çalışıldığıdır. Kapatılan sitelerin çoğu hukuka aykırı içerikten dolayı sorumluluğu olmayan sitelerdir. Aslında bu siteler için yasal olarak yapılması gereken şey, siteye erişimi engellemek değil de, içeriğin kaldırılmasını sağlamak.

Sitelere erişimimiz Telekom’un DNS’sini (Domain Name Server – Alan Adı Sunucusu) kullandığımız için engelleniyor. Bu yasaklarda birebir Türk Telekom’u suçlamak söz konusu olamaz. Engelleme kararını almamış olsa da, bunu işleme geçiren firma olduğunu bilmek, benim açımdan Türk Telekom’un marka güvenirliliğini sarsıyor. Bu arada, “Türk Telekom’a kafam girsin" kampanyası hakkında yazan bazı sitelerin erişimi de Türk Telekom tarafından engellenmiş. Telekom'u kendi sitesi için yaptığı erişilebilirliği arttırıcı özellikleri biliyor muydunuz? Görme engelli insanların interneti kullanabilmesi açısından çok güzel bir proje geliştirmiş. Çoğu internet sitesinin bu şekilde bir uyarlaması olması gerekir. Fakat sitedeki erişilebilirlik hakkındaki yazıyı okuyunca biraz ironik bir durum ortaya çıkıyor.



Çoğu kişinin artık uzmanı olduğu, forumlarda, bloglarda tartışılan, açıklanan, yasakları engellemek için birkaç sistem var. Ağ bağlantınızın DNS numarasını değiştiriyorsunuz, program yüklüyorsunuz, ya da vtunnel.com’a girip, bilgisayardaki güvenlik duvarını aşan bir sürü pop-up a maruz kaldıktan sonra yolunuza devam edebiliyorsunuz.

Mü-Yap ve Telekom’un işbirliğinde, dijital müzikte telif haklarını korumak amaçlı, müzik indirme sitelerinin engellenmesini anlarız, biz tüketicilerin aleyhine olsa da onaylarız,destekleriz, fakat youtube gibi bir sitenin engellenmesini anlamamızı kimse bizden beklemesin.

Yazımın en yukarısına da eklediğim wikipedia içeriğine de baktığımda, engellerin oluşması sürecinde Cumhuriyet Baş Savcılığı Basın Savcılığı, Sulh Ceza Mahkemesi, Türk Telekom, Hükümet gibi kalabalık bir grup var. Engeller konusunda suçlamalarımı kime yöneltmem gerektiğini bilmiyorum, herkes bir şekilde olaydan sıyrılıyor. Belki de bu yüzden tepkilerimiz az kalıyor.

Özgür alanlarımız gittikçe daralıyor, “public sphereolarak tanımladığımız alanlar giderek kısıtlanıyor, şuan bu alanların başını çeken bloglar ne zaman engellenecek dersiniz?