FNO
Gitmeyenler pişman oldu, gitmeye karar verenler Nişantaşı mı, İstinye Park mı, yoksa Bağdat Caddesi mi diye kararsızdı, gidenler ise şaştı kaldı.
Biraz geç bir post oldu fakat yazmasam olmaz. FNO’ı Nişantaşı'nda geçirdim. Bu kadar güzel bir etklinlik olcağını düşünmemiştim. Mağazalardan Sokaklara moda taştı. Markalar güzel reklam yaptı, çok fazla alışveriş yapıldığını sanmıyorum, çoğu kişinin elinde torba yoktu, zaten alışveriş hedefli bir organizasyona benzemiyordu. Geceye özel indirimli mağazaların kasalarında insan vardı, onun dışında kabinler boştu. Modanın sosyalleşme aracı olduğu çağımızda, bu moda aracılığıyla gerçekleşen kitlesel sosyalleşme kavramını, blog gibi sanal ortamlardan kurtarıp sokaklara döken bir organizasyon oldu. Kalabalık bir grup mağzalarda gezdi, birbiriyle sohbet etti, sokaklarda içkisini, sigarasını içti. Şaşırtıcı çünkü Türkiye'de sokağa taşan içki kültürü çok ender yaşanır. Öyle ki geçtiğimiz günlerde Tophanede gerçekleşen galeri açılışlarında, yaklaşık 20 kişiden oluşan bir grubun açılışa katılanlara saldırmasının nedeninin, kesin bir şekilde söyleyemeseler de, içkiyle ilişkilendirilmesi korkunç. Ya FNO’dan belirli bir kesimin haberi gerçekten yoktu, ya da önlemler iyi alındı.
Yurtdışında çoğu yerde, sokaklarda gerçekleşen festivallere hep özenmişimdir. Hiçbir taşkınlık yaşanmaz, herkes kendi halinde içkisini içer, eğlencesini yaşar, sosyalleşir, eğlenir. Bunun İstanbul’da olmasının hep çok zor olduğunu düşünmüşümdür. FNO gecesi sokaklarda şarap içildi, dj’ler güzel performanslar sergiledi. Amacın dışında orda şansa bulunan, ya da orda bulunmaktaki amacı farklı olan kimse yoktu.
Ertesi gün Power fmdeki sabahları yapılan radyo programında, Gevezeyle FNO hakkında konuşan Sinan, bu kadar fazla birbirinden seksi kızı bir arada görmediğini söyledi. Gerçekten de öyleydi. Gerçi bu tarz yorumları duyan Türk halkı, seneye de aynı organizasyon gerçekleşirse nasıl tepki gösterecek bilmiyorum. Örnek olarak da, Nişantaşı’nda gerçekleşen yılbaşı partilerinde sokakta yürümekten korkan kızların, trafiğe rağmen gitmek istediği mekanların kapısına kadar taksiyle gitmeye çalışmasını verebilirim. Türk erkeklerinin convers-kot pantolon ya da kösele-kanvas pantalon kafasından çıkmaya başladığını, dar pantolonlar giydiğini, değişik şapkalar taktığını, aynanın karşısında saçları için epey bir vakit geçirdikten sonra evlerinden çıkmış olduklarını görmek sevindirici. Nitekim gerçekten Nişantaşı’nda FNO’a katılan erkekler de kızlar kadar hoştu.
Aşağıya FNO’da çektiğim birkaç resmi de koyuyorum. Umarım her sene bu organizasyon daha da başarılı bir şekilde gerçekleşir ve burası İstanbul’la özdeşleşir.