Tuesday, August 17, 2010

"Some Times The Strongest and Most Wonderful Things Are Those We Cannot See"





Anuncio Estrella Damm 2010 - Menorca San Juan
Yükleyen grattia. - Video klipler, sanatçı röportajları, konserler ve çok daha fazlası.



PAP PAP PAP PAP PARARA
PAP PAP PAP PAP PARARA..........




25 -30 yaş arası sendromu diye bir şey var mı acaba?

Türkiye’de yaşıyorsanız, belirli bir dönem okumak/çalışmak için yabancı bir ülkede çalışmışlığınız var ise, özellikle bu ülke İspanya, İngiltere, Amerika gibi hayatın ve gençliğin kalbinin attığı ülkelerden ise Türkiye’ye döndüğünüz zaman 25 yaş sendromu yaşamak (20'li yaşlar bitmesin sendromu) çok olası.

Eğer genellersek, istisnaları saymazsak ya da benim gibileri istisna olarak dusunursek, bizde işler şu şekilde yürür:

Gençler..

13 sene (8+5) üniversite öncesi eğitim görürler.
4 sene üniversitede okurlar.
1 yada 2 sene mastır yaparlar (şanslılarsa, ya da Türkiye’de mastır yapmanın ne kadar hiçe sayıldığını hesaba katmalarına rağmen bunun zaman kaybı olduğunu düşünmeyecek kadar macera seven bir tarafları var ise).
Okurken sadece kağıt parçasına yazmak için staj yaparlar, yaptıkları stajların çoğu hiçbir işe yaramaz, sadece vakit kaybıdır.
Türkiye’de yabancı bir firmada iyi bir departmanda işe başlarlar (şanslı olanlar, bir şekilde yurt dışına çalışmaya giderler, fakat çoğu sadece  sırf çalışmak için orda kalma mantığındadır, zaten çalışmadıkları zmn oturma izinleri iptal olur)
Türkiye’de yabancı bir firmada iyi bir departmanda çalışırlar
Türkiye’de yabancı bir firmada iyi bir departmanda çalışırlar
Türkiye’de yabancı bir firmada iyi bir departmanda çalışırlar
Türkiye’de yabancı bir firmada iyi bir departmanda çalışırlar
................................
.................
Bu sırada vize alabildikleri sürece ve uçak biletine para ayırabildikleri kadar yurtdışına tatile giderler.
Türkiye’de takıldıkları belirli bir grupları vardır.
Gezip/görme/keşfetme programların çoğuna hayır demek zorunda kalırlar/derler, bu sırada istanbul'daki gece mekanları ful çeker.

Yurt dışına gittiğinizde ise genelde şu tarz örneklere rastlarsınız:

Uruguay’dan Brezilya’ya okumaya giden biri şimdi Barcelona’da çalışmaktadır.
İspanya’da tanışan Arjantinli bir kız ve Alman bir çocuk, Berlin’e yaşamaya gider.
Road-trip hayatlarından eksik olmaz.
Üniversite sonrası en az 1 seneyi dünyayı gezmeye ayırırlar.
Çalışırken 6 ay ara verip akıllarındaki tatili yaparlar.
Okurken gerçekten para kazanmak için staj yaparlar.
Her fırsatta yeni insanlarla tanışırlar.
İş dışında her şeyden konuşurlar.
Hikayeler anlatırlar, anlattıkları hikayeler eğlenceli ve heyecanlıdır.
Özgür yaşamanın verdiği bir alışkanlıkla, toplandıklarında yaratıcı fikirler ortaya çıkartırlar.
Kızlar erkekler gibi/kadar özgürlüklerine düşkündürler (Bizim Türk erkeklerine yabancı kızların bu özgüveni inanılmaz çekici gelirken, Türkiye’de yaşayan Türk kızlarındaki özgüven her türlü yakıştırmaya maruz kalabilir)
............

Tabi daha yazabileceğim çok şey var... Modern Türk genciyle modern yabancı gençlerin dar bir açıdan karşılaştırılması gibi oldu.

Bunun Estrella reklamıyla alakası ne derseniz... gerçi videolar izlendiğinde alakası anlaşılıyor... 
Paylaştığım bu iki video, 2009 ve 2010 seneleri için yapılan İspanyol bira markası’nın (tadı Efes’e benziyor, Efes sevenlere duyurulur) internet ortamında paylaşılan videoları. 2011’de yapacakları videoyu da merak ediyorum.
Yurtdışında yaşamaya karar veren bir arkadaşım bu iki videoyu gönderdi bana. Müzikler süper, video çok iyi, İspanyol gençliğini gayet iyi anlatıyor. Hedef kitleyi direkt kalbinden vuran bir reklam. Eskiden coca-cola reklamları bu şekilde olurdu. Çok uzun süredir bende bu tarz hisleri yaratan bir coca-cola reklamı da izlemedim.

Bahsettiğim kişi, Türkiye’deki yukarıda belirttiğim düzeni reddeden insanlardan. Hayata aşık, yeni insanlar tanıma tutkusu çok yüksek, özgürlüğüne düşkün, yakaladığı her fırsatta yeni yerler keşfetme, yeni deneyimler tatma peşinde.

Bana bu video’yu göndermesinin nedeni hayata kaşı algılarımızın benzer ama kararlarımızın farklı olması... Ben cesaret eden maceraperestlerden değilim. Bunu fark ettiğimde, 20'li yaşların bitecek olmasını yoğun bir şekilde hissetmek bende sendrom yaratan...


raise your hand and sing it with me
some times the strongest and most wonderful things are those we cannot see.....

1 comment:

  1. çok hoş bir yazı olmuş uzun zamandır düşündüğüm ama neden yapamıorum dediklerimi ortaya koymuşsun ben burda biraz bizdeki gelecek kaygısını bi parametre olarak görüorum eet 1 sene işe ara verip gezmek ama kaç sene çalışmak lazım 1 sene 6 ay gezmek için sorusu bırakıp geldiğimde işler eskisi gibi olucak mı soruları bunlar insanın kafasında gidip gelio, bunların hepsi hallolur dersende belki de biraz da cesaret eksiğimiz var hatta en önemlisi bu galiba birey olarak yeterince güçlü yeterince comfort zone undan çıkamayan insanlarmıyız acaba ??

    ReplyDelete