Tuesday, April 13, 2010

Wallpeople & Ezgi Genç’ten Çeyizlik Filmler


Cumartesi günü arkadaşlarla Milk Gallery’ede “wallpeople” adlı etkinliğe katıldık. Gitmeden önce proje bana çok değişik ve güzel gelmişti. Proje sosyal bir proje olup, dünyanın farklı yerlerinde gerçekleşmiş. Kısaca ve yorumsuz olarak özetlemek gerekirse galeride bulunan panoya çektiğin fotoğrafları yapıştırıyorsun. Etkinlikle ilgili detaylı bilgi okumadım ve kendime göre bir algı yarattım. Geçmişimdeki tüm fotoğrafları halımın üstüne serip, hangilerinden vazgeçip hangilerinden vazgeçemeyeceğime karar verdim. Anılara gittim, çocukluk fotoğraflarıma daldım, annemlerden kaçırmayı başardığım 80’ler fotolarına tekrardan bayıldım ve bu kültürel aktivitenin benim için daha galeriye gitmeden başladığını fark ettim hatta galeriye gidip bunu sosyalleştirmek için heyecanlandım. Benim gibi bir çok insanın benimle aynı zamanda kendi fotoğrafları arasında kaybolmasını düşünmek ayrıca hoşuma gitti.

Benim için önemli insanların fotoğraflarından seçmeceler yaptım. Seçimimi ya anılarımla bağdaştırarak yaptım ya da kişinin kendi karakteriyle. Bu şekilde fotoğrafını yapıştıracağım insanın da orada bulunmasa bile bu sosyal projeye dahil olmasını sağlayacaktım.



Galeriye gittiğimizde önce 18 Nisan’a kadar devam edecek olan sergiyi gezdik. Bu dönemde İstanbul’daki birçok galeri genç sanatçıların işlerini sergiliyor. Milk Gallery’de de Ezgi Genç’in “Çeyizlik Filmler” sergisi vardı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar öğrencisi olan Ezgi Genç film afişlerini kişisel yorumunu katarak keçeden tekrardan oluşturmuş. Sergideki işleri çok değişik bulmasam da beğendiğim filmlerin afişlerinin bu şeklide yorumlanmasını görmek, çocukça ve eğlenceli bir yaklaşımı hissetmek çok hoşuma gitti. Sergiyle etkinliği birbirleriyle bağdaştıracak olursak, galerinin içerisindeki panoya resimlerimizi asarak o gün için biz de “güncel” afiş oluşturmuş olduk. Filmin adını da herkes kendine göre koyabilirdi. Benim o günün sonunda karar verdiğim isim “Easier Not To See WithThe Dark Glasses” oldu.


Fotoğraf yapıştıran çok fazla insan yoktu. Oysaki benim hayalimde, sokakta bulunan devasa bir duvarda ilginç, saçma, güzel, çirkin fotoğrafların bulunması, fotoğraf yapıştıracak yer kalmaması, hatta o kadar çok fotoğraf olacak ki orda olduğunu bilmediğin arkadaşlarınınkini duvarda bulabileceksin gibi biraz gerçek üstü fikirler canlanmıştı. Oysaki biri içeride diğeri galerinin dışında olan iki tane panonun anca yarısı dolmuştu. İlerleyen zamanda ilgi daha arttı. Biz arkadaşlarla biralarımızı aldık, müzik koyuldu, galerinin dışında güzel sohbetli ve bol kahkahalı zamanımızı geçirmeye başladık. Fotoğraflarımızı astık. Ben projeyi kafamda çok daha değişik canlandırdığım için fotoğraflarımın hepsini asmamaya karar verdim. Günlük fotoğraflar dışında, profesyonel çekilmiş olanlar çok daha fazlaydı. Aralarında çok güzel fotoğraflar vardı. Fotoğraflar değiş tokuş yapıldı ve sonunda çok keyifli zaman geçirdiğimiz galeriden ayrıldık.

1 comment:

  1. keyifli gün keyifli fotolar. “Easier Not To See With The Dark Glasses” kesinlikle imdb de top #250 ye girmesi gereken bir film oldu bence :)

    ReplyDelete